Yazar

Vitali Hakko

Yayınevi

Vakko Yayınları

Yayın Tarihi

1997-07-01

Kategori

Anı


ISBN

9789754380491

Dil

Türkçe

Sayfa Sayısı

253

Boyut

16 x 24 cm.

Açıklama

Bu kitap hem bir kişinin, hem bir kuruluşun öyküsü. Vitaki Hakko bu yüzyılın başlarında gözünü açtığı İstanbul'un bir kıyı semtinde başlayan hayat yolculuğundan belleğinde kalmış kesitleri anlatırken, o dönemin, özellikle İstanbul yaşamıyla ilgili özelliklerini de ulaştırıyor. 

"Herkes sıfırdan başladığını söyler, bense sıfırın altından başladım" derken, bir yandan Vakko'yla sonuçlanacak uzun ve meşakkatli yolculuğundan; öte yandan da o yılların ticaret ve sanayi ortamından bilgiler veriyor. Türkiye'de moda'nın ve hazırgiyimin öncülüğünü yapan bir kuruluşu, tüm güçlüklere hatta tem engellere karşı nasıl gerçekleştirdi Vitali Hakko?


Bu sorunun cevabı belki onun şu sözlerinde gizli; "Biz Vakko olarak, varoluşumuzu Mustafa Kemal Atatürk'ün Batılaşma süreci içinde yer alan kıyafet devrimlerine borçluyuz".

Bir ideale adanmış hayat, o idealin adı ise; Vakko. Böyle olunca da bu kitapta hayatını anlatırken, kaçınılmaz olarak Vakko'nun doğuşunu ve gelişmesini de anlatıyor Vakko'nun kurucusu Vitali Hakko.

                                                                                   ***

Yarım asır, uzun yaşamış bir insanın ömründe bile çok uzun bir süredir. Bir kuruluşun tarihi için de önemlidir. Hattâ bir ülkenin tarihi için de. Özellikle büyük değişimlerin yaşandığı dönemlerde. Bu kitapta yer alan yıllar da Türkiye'nin böylesi dönemleri yaşadığı yıllardır.

Bu kitapçıkta, dostlarıma, yakınlarıma, aileme ve Vakko mensuplarına (ki onlar da ailemden) "yadigâr olsun" kabilinden kaleme aldığım olaylar, yarım yüzyılı aşan bir zaman dilimi içinde gelip geçmiş olaylardır. Bu yarım yüzyılı aşan süre, benim meslek hayatımın hemen hemen tümüdür. Hayatımı anlatırken Vakko'nun geçmişini de anlatmış olacağım. Zira benim hayatım, Vakko'yla özdeşleşmiştir. Nerede olursam olayım, herkes beni Bay Vakko olarak görür.

Hayatım, bana sorarsanız, bir hayli ilginç geçti. Yanlış söyledim: ilginç geçiyor. Çünkü hayat devam ediyor ve her ânı benim için ilginçliğini koruyor. Hayatımın her ânından zevk aldım ve almaya devam ediyorum. Ondan yararlanmaya çalışıyor, hâlâ ve her konuda öğreniyor, bildiklerimi, öğrendiklerimi bugün de iş arkadaşlarıma öğretmeye özen gösteri- yorum.

Tecrübelerimin hâlâ geçerli olup olmadığını, bunlardan alınacak derslerin gençlerin işine yarayıp yaramayacağını bilmiyorum. Bunu alçakgönüllülükten söylüyor değilim; gerçekten bilmiyorum. Ama gene de tecrübelerimden onlara, oğluma, torunlarıma, yeğenlerime ve Vakko mensuplarına söz ediyorsam, onların bunlardan ders almaları için değil, benim, bizlerin nerelerden geçip, hangi engelleri aşıp, bugün bulunduğumuz noktaya nasıl vardığımızı bilmeleri, biz, eski kuşağın olayları nasıl değerlendirdiğimizi görmeleri içindir. (Önsözden)